İş Kazası ve Meslek Hastalığı Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Davası: Sevdiklerini Kaybedenlerin Hukuki Hakları
Hızlı Bilgilendirme
Tazminat Hakkı
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu hayatını kaybeden işçinin yakınları destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir
Davanın Tarafları
Davacı: Destekten yoksun kalan yakınlar (eş, çocuk, anne-baba). Davalı: İşveren, SGK ve kusurlu üçüncü kişiler
Zamanaşımı
Genel zamanaşımı süresi 2 yıl/10 yıl olmakla birlikte, suç teşkil ediyorsa ceza zamanaşımı (15 yıl) uygulanır
Görevli Mahkeme
İş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan davalar İş Mahkemesi'nde açılır
İş kazaları ve meslek hastalıkları, ne yazık ki çalışma hayatının acı gerçekleridir. Bir işçinin, bu türden bir olay sonucu hayatını kaybetmesi, sadece geride kalan yakınları için büyük bir duygusal yıkım yaratmakla kalmaz, aynı zamanda onların ekonomik güvencelerini de derinden sarsar. İşte tam bu noktada, Türk Hukuku, hayatını kaybeden sigortalının geride kalan destekten yoksun kalan yakınlarının maddi zararlarını gidermek amacıyla Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Davası açma hakkını tanır.
Bu dava, sadece bir tazminat talebinden ibaret değildir; aynı zamanda kayıt dışı istihdamla mücadele, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin önemi ve işverenlerin sorumlulukları açısından da kilit bir rol oynar. Bu makalede, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasının tüm yönlerini, yasal dayanaklarını, şartlarını, tazminatın hesaplanma esaslarını ve sürecin işleyişini detaylı bir şekilde ele alacağız.
I. GENEL OLARAK
Destekten yoksun kalma tazminatı, Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (5510 sayılı Kanun) kapsamında düzenlenmiş, haksız fiil sorumluluğuna dayanan özel bir tazminat türüdür. İş kazası veya meslek hastalığı sonucunda bir kişinin ölümü halinde, ölenin sağlığında düzenli ve sürekli olarak maddi destek sağladığı kişilerin (yakınlarının) bu desteğin kesilmesi nedeniyle uğradıkları zararların karşılanması amaçlanır. Bu tazminat, ölenin malvarlığına değil, destekten yoksun kalanların şahsına yönelik bir zarardır.
II. TAZMİNATIN KONUSU
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, ölen sigortalının sağlığında düzenli olarak sağladığı maddi destekten, onun ölümüyle birlikte yoksun kalan kişilerin gelecekteki maddi kayıplarıdır. Bu kayıp, ölenin yaşı, gelir durumu, desteklediği kişilerin sayısı ve yaşam süreleri gibi faktörler dikkate alınarak hesaplanır. Tazminat, genellikle nakdi destek (gelir sağlama) şeklinde olsa da, ayni destek (barınma, yiyecek, giyecek sağlama gibi) de tazminat kapsamına dahil edilebilir.
III. TAZMİNATIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve ÖZELLİKLERİ
Destekten yoksun kalma tazminatının hukuki niteliği ve özellikleri şunlardır:
- Haksız Fiil Sorumluluğuna Dayanır: Tazminatın temel dayanağı, iş kazası veya meslek hastalığının, işverenin veya sorumlu üçüncü kişilerin kusurlu bir haksız fiili sonucunda meydana gelmesidir.
- Zarar Giderici Niteliktedir: Ceza niteliğinde olmayıp, destekten yoksun kalanların uğradığı maddi kaybı gidermeyi amaçlar.
- Ölenin Malvarlığına İlişkin Değildir: Tazminat, ölenin mirasçılarına miras yoluyla geçen bir hak değil, doğrudan destekten yoksun kalan kişilerin kendi şahıslarına ait bir alacak hakkıdır.
- Müteselsil Sorumluluk: İş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde birden fazla kişinin (işveren, alt işveren, taşeron, iş güvenliği uzmanı vb.) kusuru varsa, bu kişiler tazminattan müteselsilen (zincirleme) sorumlu olurlar.
- Hesaplama Yöntemi: Tazminat, aktif ve pasif dönemdeki kazançlar, sigorta yardımları, kusur oranları, indirilebilecek kalemler gibi birçok faktör dikkate alınarak bilirkişi aracılığıyla matematiksel bir yöntemle hesaplanır.
- Sosyal Sigorta Yardımlarıyla İlişkisi: Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından destekten yoksun kalanlara bağlanan gelirler, tazminat hesabından indirilir. Bu, mükerrer tazminatı önlemek amacıyla yapılır.
Hukuki Nitelik Hakkında Bilgi İçin:
- 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu (Haksız Fiil Hükümleri)
- 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sigortası Hükümleri)
IV. TAZMİNATIN ŞARTLARI
Destekten yoksun kalma tazminatı davasının açılabilmesi için belirli şartların bir arada bulunması gerekir:
A. İş Kazası veya Meslek Hastalığı Bulunmalıdır
Tazminatın dayanağı, ölümün iş kazası (5510 Sayılı Kanun m. 13) veya meslek hastalığı (5510 Sayılı Kanun m. 14) sonucunda meydana gelmesidir. İş kazası veya meslek hastalığının tespiti, SGK tarafından veya mahkeme kararıyla yapılır. SGK'nın iş kazası/meslek hastalığı tespiti yapmaması halinde, mahkeme bu tespiti kendisi de yapabilir.
B. Ölüm Meydana Gelmelidir
Ölen kişinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle fiilen hayatını kaybetmiş olması şarttır. Ölüm, doğrudan iş kazası/meslek hastalığının etkisiyle olabileceği gibi, bu olayların yarattığı bedensel veya ruhsal rahatsızlıkların sonucunda da meydana gelebilir. Aralarında illiyet bağı (nedensellik bağı) bulunmalıdır.
C. Desteğin Bakım Gücü Olmalıdır
Ölenin, sağlığında desteklediği kişilere maddi yardımda bulunma gücüne sahip olması gerekir. Bu, ölenin düzenli bir gelirinin olması veya fiilen bir kazanç elde etmesi şartını getirmez; gelecekte kazanma potansiyelinin olması da yeterlidir. Önemli olan, destek sağlayabilecek ekonomik bir kapasitesinin bulunmasıdır.
D. Bakım İhtiyacı Bulunmalıdır
Destekten yoksun kalma tazminatını talep eden kişinin, ölenin desteğine ihtiyaç duyması gerekir. Bu ihtiyaç, yoksulluk düzeyinde olmak zorunda değildir; yaşam standardını sürdürmek için gerekli olan makul bir destek ihtiyacı yeterlidir.
- Fiili Destek: Desteklenen kişinin fiilen ölenin yardımını alıyor olması en güçlü delildir.
- Farazi Destek: Fiilen destek yoksa bile, yaşamın olağan akışına göre gelecekte bu desteğin sağlanacağı kabul edilen durumlar (örn. çocukların eğitim hayatları, yaşlı anne-babaların gelecekte çocuklarından beklentisi) "farazi destek" olarak kabul edilir.
E. Bakım İlişkisi Bulunmalıdır
Ölen ile destekten yoksun kalan kişi arasında, ölenin sağlığında düzenli ve sürekli olarak maddi yardımda bulunduğu bir bakım ilişkisi bulunmalıdır. Bu ilişkinin hukuken geçerli bir evlilik bağı, kan bağı gibi yasal bir zemine oturması şart değildir; önemli olan fiili bir destek ilişkisinin varlığıdır.
V. DESTEK KAVRAMI ve DESTEK OLABİLECEK KİŞİLER
A. Destek Kavramı
Destek, kişinin sağlığında fiilen veya yaşamın olağan akışına göre gelecekte düzenli ve sürekli olarak bir başkasına maddi yardımda bulunmasıdır. Bu yardım, nakdi (para) olabileceği gibi ayni (barınma, yiyecek, giyecek, eğitim giderleri vb.) de olabilir. Destek ilişkisinin varlığı, yaşamın olağan akışına, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre değerlendirilir.
B. Destek Olabilecek Kişiler
Destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecek kişiler, kanunda sınırlı sayıda sayılmamış olup, fiili destek ilişkisine göre belirlenir. Başlıca destek olabilecek kişiler ve özellikler şunlardır:
- Eşlerin Birbirlerine Desteği: Evlilik birliği içerisinde eşler birbirlerine doğal olarak destek olurlar. Çalışmayan eşin, çalışan eşten destek alması olağandır. Her iki eş de çalışıyor olsa dahi, birbirlerinin yaşam standardına katkı sağladıkları kabul edilir. Bu destek, genellikle eşlerden birinin ölümü halinde diğerinin yaşam standardını koruma ihtiyacı üzerinden değerlendirilir.
- Eşlerin Çocuklara Desteği: Anne ve babaların, çocuklarına reşit olsalar dahi eğitim hayatları boyunca veya fiilen iş hayatına atılana kadar destek olmaları olağandır. Çocuklar, kural olarak reşit olana kadar (18 yaş) veya üniversite eğitimi görüyorsa 22-25 yaşına kadar destek gören olarak kabul edilebilirler. Yargıtay, kız çocukları için evleninceye kadar veya erkek çocukları için iş hayatına atılıncaya kadar destek ilişkisini kabul edebilmektedir.
- Çocukların Ana Babaya Desteği: Çocukların, yaşlılık veya hastalık nedeniyle kendi geçimlerini sağlayamayan ana-babalarına destek olması, hukuki ve ahlaki bir görevdir. Fiilen destek yoksa bile, yaşamın olağan akışına göre gelecekte bu desteğin sağlanacağı "farazi destek" olarak kabul edilebilir.
- Kardeşlerin Birbirlerine Desteği: Kardeşlerin birbirlerine destek olmaları, genellikle özel ve istisnai durumlarla sınırlıdır (örn. kardeşlerden birinin ciddi engelliliği, işsizliği ve diğer kardeşin düzenli yardımı). Fiili ve sürekli bir destek ilişkisinin somut delillerle ispatı gerekir.
- Nişanlıların Birbirine Desteği: Nişanlılık, evlilik öncesi bir hazırlık dönemidir. Fiili ve sürekli bir destek ilişkisi varsa ve gelecekte evlilik kurulacağı yönünde güçlü bir beklenti varsa, nişanlının diğer nişanlıdan destek tazminatı talep etme hakkı olabilir. Ancak bu durum, ispatı zor ve istisnai bir haldir.
- İmam Nikahlı Eşlerin Birbirine Desteği: Resmi nikah olmaksızın, dini nikahla yaşayan eşlerin birbirlerine destek olmaları mümkündür. Yargıtay, imam nikahlı eşlerin de fiili destek ilişkisini ispatlamaları halinde destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceğini kabul etmektedir. Burada önemli olan, resmi bir nikah olmasa dahi, evlilik birliği gibi sürekli ve düzenli bir yaşam ve destek ilişkisinin varlığının somut delillerle kanıtlanmasıdır.
VI. ZARARIN ve TAZMİNATIN BELİRLENMESİ
A. Genel Olarak
Destekten yoksun kalma tazminatı, Türk Borçlar Kanunu'nun 50. maddesine göre "hakkaniyete uygun" olarak belirlenir. Bu, somut olayın özelliklerine göre zarar ve tazminat miktarının hesaplanması gerektiği anlamına gelir. Hesaplama, genellikle bilirkişi (Aktüer Bilirkişi) tarafından yapılır ve oldukça karmaşık bir matematiksel süreçtir.
B. Desteğin Gelirinin Belirlenmesi
Destekten yoksun kalma tazminatının temelini, ölenin sağlığında elde ettiği veya etmesi muhtemel olan gelir oluşturur.
- Bilinen Dönem: Ölüm tarihine kadar olan geçmiş kazançlar ve ücretler baz alınır. Bu dönemdeki gelirler bordrolar, banka kayıtları gibi belgelerle ispatlanır.
- Bilinmeyen Dönem (Aktif Dönem): Ölüm tarihinden sonra ölenin yaşayacağı varsayılan ve çalışarak gelir elde edeceği düşünülen süredir. Bu dönem için gelecekteki kazançlar, ölenin mesleği, eğitimi, yaşı, yetenekleri, piyasa koşulları ve asgari ücret artışları gibi faktörler dikkate alınarak tahmini olarak belirlenir. Yargıtay, bu dönem için asgari ücretin altındaki bir gelirin kabul edilmemesi gerektiğini vurgular.
- Pasif Dönem: Ölenin çalışma hayatının sona ermesi (emeklilik) sonrası yaşayacağı varsayılan dönemdir. Bu dönemde de ölenin, emekli maaşı, sosyal güvenlik gelirleri veya birikimleriyle destek olacağı varsayılır.
C. Desteklikte Dönemler
Destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasında, ölenin yaşam süresi ve destekleyen ile desteklenenin yaşam ilişkisi farklı dönemlere ayrılır:
- Bilinen Dönem: Ölüm tarihinden tazminatın hesaplandığı tarihe kadar geçen süredir. Bu dönemdeki gelirler ve harcamalar genellikle somut verilerle belirlenir.
- Bilinmeyen Dönem: Hesaplama tarihinden sonra ölenin yaşaması ve çalışması varsayılan dönemdir. Bu dönemdeki gelirler, gelecekteki olası kazançlar ve yaşam süreleri tahmin edilerek hesaplanır. Aktüer bilirkişiler, bu hesaplamalarda belirli yaşam tablosu ve iskonto oranları kullanır.
D. Destek Görenlerin, Desteğin Gelirindeki Payı
Ölenin toplam geliri, kendisi ve desteklediği kişiler arasında paylaştırılır. Destek görenlerin payı, desteklenen kişinin sayısına, yaşlarına, ölenle olan ilişkisine ve yaşamın olağan akışına göre belirlenir. Örneğin, ölenin kendisine ve eşine %50, çocuklarına ise her biri için %25 gibi oranlar belirlenebilir. Bu oranlar, somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterebilir.
E. Destek Süresinin Belirlenmesi
Destek süresi, hem ölenin hem de destekten yoksun kalan kişinin yaşam süresi beklentilerine ve destek ilişkisinin niteliğine göre belirlenir.
- Sağ Kalan Eşin Bakım İhtiyacı Süresi:
- a) Sağ Kalan Erkek İse: Genellikle eşinin yaşam beklentisi süresince veya kendi çalışma hayatının sonuna kadar destek göreceği kabul edilir.
- b) Sağ Kalan Kadın İse: Eşinin yaşam beklentisi süresince veya kendi çalışma hayatının sonuna kadar destek göreceği kabul edilir. Ancak, eşin yeniden evlenme olasılığı gibi faktörler tazminattan indirim nedeni olabilir.
- Çocuklar İçin Bakım İhtiyacı Süresi:
- a) Kız Çocukları İçin: Yargıtay içtihatları gereği, kız çocukları genellikle evleninceye kadar veya üniversite eğitimi devam ediyorsa belirli bir yaşa (örn. 22-25) kadar destek görür kabul edilir.
- b) Erkek Çocuklar İçin: Erkek çocukları genellikle üniversite eğitimi devam ediyorsa belirli bir yaşa (örn. 22-25) veya iş hayatına atılana kadar destek görür kabul edilir. Askerlik süresi de destek süresine dahil edilebilir.
- Ana-Baba İçin Bakım İhtiyacı Süresi: Ana-babanın yaşları, sağlık durumları ve ölenin yaşam beklentisi dikkate alınarak belirlenir. Genellikle ana-babanın yaşam beklentisi süresince destek göreceği varsayılır.
Kaynaklar ve İlgili Mevzuat
İş Kazası ve Meslek Hastalığı Alanında Profesyonel Destek
İş kazası veya meslek hastalığı sonucunda sevdiklerinizi kaybettiyseniz, hukuki haklarınızı korumak ve en doğru tazminat taleplerini geliştirmek için ASEL Asel Neva Hukuk olarak yanınızdayız.
Danışmanlık İçin Bize Ulaşın