Ana Sayfa > Blog > Hukuk > Kiracılık Sıfatının Tespiti Davası

Kiracılık Sıfatının Tespiti Davası

Hızlı Bilgi

Yasal Dayanağı

Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)

Görevli Mahkeme

Sulh Hukuk Mahkemesi (TBK md. 357)

Zamanaşımı

Özel bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır

İspat Yükü

Kiracılık sıfatını iddia eden davacıya aittir

KİRACILIK SIFATININ TESPİTİ DAVASI

Kira sözleşmeleri, günlük hayatın ayrılmaz bir parçasıdır ve hem kiracı hem de kiraya veren için önemli hak ve yükümlülükler doğurur. Ancak bazen, taraflar arasında kira ilişkisinin varlığı veya niteliği konusunda anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. İşte bu noktada, hukuki ilişkinin netleştirilmesi ve hakların korunması amacıyla kiracılık sıfatının tespiti davası önem kazanır.

Bu yazımızda, kiracılık sıfatının tespiti davasının yasal dayanaklarını, kira sözleşmesinin temel unsurlarını, dava sürecini ve bu tür davalarda dikkat edilmesi gereken hususları detaylı bir şekilde ele alacağız.

I. İLGİLİ MEVZUAT

Kiracılık sıfatının tespiti davaları, esas olarak Türk Borçlar Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine dayanır:

Temel Mevzuat

  • 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK): Kira sözleşmelerine ilişkin genel hükümleri ve konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin özel hükümleri içerir. Kira sözleşmesinin tanımı, unsurları, tarafların hak ve borçları, kira ilişkisinin sona ermesi ve uzaması gibi konular TBK'nın 299 ila 378. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kiracılık sıfatının tespiti davası, bu Kanun'da yer alan kira sözleşmesi hükümlerinin yorumlanması ve somut olaya uygulanmasıyla ilgilidir.
  • 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK): Yargılama usulünü, ispat yükünü, delillerin sunulmasını, görevli ve yetkili mahkemeleri düzenler. Kiracılık sıfatının tespiti davaları, HMK kapsamında tespit davası niteliğinde olup, bu Kanun'un genel usul hükümleri çerçevesinde yürütülür.

İlgili Mevzuat Hakkında Bilgi İçin:

II. KİRA SÖZLEŞMESİ ve UNSURLARI

A) Genel Olarak

Kira sözleşmeleri, taşınmaz veya taşınır bir malın belirli bir bedel karşılığında belirli veya belirsiz bir süre için kullanma hakkının devredilmesini sağlayan hukuki işlemdir. Günlük hayatta en sık karşılaşılan sözleşme türlerinden biridir.

B) Kira Sözleşmesinin Tanımı ve Hukuki Niteliği

TBK madde 299'a göre kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Kira sözleşmesi, iki tarafa borç yükleyen, sürekli edimli ve rızai bir sözleşmedir.

Önemli: Kira sözleşmesinin temel unsurları; kiralananın kullanımının devri, belirli veya belirsiz bir süre, kira bedeli ve tarafların anlaşmasıdır. Bu unsurlardan herhangi birinin eksikliği halinde geçerli bir kira sözleşmesinden bahsedilemez.

C) Kira Sözleşmesinin Türleri

  • Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları: En yaygın tür olup, TBK'da özel olarak korunmuştur (madde 339-356). Kiracı lehine güçlü koruyucu hükümler içerir.
  • Adi Kiralar: Konut ve çatılı işyeri dışındaki taşınırlar (araç, makine vb.) ve taşınmazlar (arazi, açık otopark vb.) için yapılan kira sözleşmeleridir. Genel kira hükümleri uygulanır.

D) Kira Sözleşmesinin Tarafları

  • Kiraya Veren: Kiralanan şeyi kullanıma bırakmayı üstlenen taraftır. Kiraya veren, malın sahibi olmak zorunda değildir; kullanma yetkisine sahip olması yeterlidir (örn. intifa hakkı sahibi, limited ayni hak sahibi).
  • Kiracı: Kiralanan şeyi kullanma ve yararlanma hakkı karşılığında kira bedelini ödemeyi üstlenen taraftır.

E) Kira Sözleşmesinin Konusu

Kira sözleşmesinin konusu, bir taşınır veya taşınmaz mal olabileceği gibi, kullanıma elverişli bir hak da olabilir (örn. maden arama hakkı kirası).

F) Kira Sözleşmesinin Şekli

TBK madde 299'a göre, kira sözleşmesi için kural olarak herhangi bir şekil şartı yoktur (sözlü dahi yapılabilir). Ancak ispat kolaylığı açısından yazılı yapılması büyük önem taşır. Taşınmaz kiralarında genellikle yazılı sözleşme düzenlenir.

G) Kira İlişkisinin İspatı

Kira ilişkisinin varlığı ispat edilmesi gereken temel husustur. Yazılı kira sözleşmesi en güçlü delildir. Bunun yanı sıra, banka havalesiyle ödenen kira bedelleri, kira makbuzları, elektrik, su, doğal gaz gibi abonelik faturaları, tanık beyanları, kira ilişkisine dair yazışmalar ve hatta kiraya verenin eylemleri (örn. anahtar teslimi) de ispat aracı olarak kullanılabilir.

H) Kira İlişkisinde Bedel

Kira sözleşmesinin olmazsa olmaz unsurlarından biri kira bedelidir. Kira bedelinin belirlenmiş veya belirlenebilir olması gerekir. Belirlenmemişse, emsal kiralar veya piyasa koşulları dikkate alınarak mahkemece tespit edilebilir.

III. KİRACILIK İLİŞKİSİNİN DEVRİ

Kiracı, kiralayanın yazılı rızası olmadıkça, kiralananı başkasına kiralayamaz veya kullanım hakkını devredemez (TBK madde 323). Bu kuralın ihlali, kiraya veren için sözleşmeyi fesih hakkı doğurabilir. Devir halinde, sözleşme ilişkisi yeni kiracı ile devam eder ve eski kiracı kural olarak sorumluluktan kurtulur.

Kiracılık ilişkisinin devrinde, devir sözleşmesi yazılı yapılmalı ve kiralayanın yazılı izni alınmalıdır. Kiralayan, işyeri kiralarında haklı sebep olmadıkça bu izni vermekten kaçınamaz. Konut kiralarında ise, haklı sebep aranmaksızın izin vermeme hakkına sahiptir.

Daha Fazla Bilgi İçin:

IV. KİRALANANIN EL DEĞİŞTİRMESİ

TBK madde 310'a göre, kiralanan taşınmazın veya taşınırın mülkiyeti el değiştirirse (örn. satılması), yeni malik, kira sözleşmesinin tarafı olur. Yani, kiracının mevcut kira sözleşmesi yeni malikle devam eder. Yeni malik, kiralayanın halefi sayılır ve sözleşmenin hükümlerine uymak zorundadır. Ancak, yeni malikin kendi ihtiyacı nedeniyle tahliye hakkı gibi istisnai durumlar kanunda belirtilmiştir.

Önemli: "Satım kirayı bozmaz" ilkesi gereğince, taşınmazı satın alan kişi, kiracının kiralık sıfatını tanımak zorundadır. Bu durum, kiracılık sıfatının tespiti davalarında sıkça karşılaşılan uyuşmazlık konularından biridir.

Daha Fazla Bilgi İçin:

V. KİRA SÖZLEŞMESİNİN TAPUYA ŞERHEDİLMESİ

Kira sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilebilir (TBK madde 312). Şerh edilmesi, kira ilişkisinin sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilmesini sağlar ve kiracının hakkını güçlendirir. Şerh edilmese dahi yeni malik sözleşmeye taraf olur; ancak şerh, özellikle tahliye talepleri karşısında kiracının elini daha da güçlendirir.

Daha Fazla Bilgi İçin:

VI. DAVANIN ANLAMI ve HUKUKİ NİTELİĞİ

Kiracılık sıfatının tespiti davası, bir kişinin belirli bir taşınmazda veya taşınırda kiracı olup olmadığının, taraflar arasında bir kira ilişkisinin bulunup bulunmadığının veya mevcut bir kira sözleşmesinin hangi koşullarla devam ettiğinin mahkeme kararıyla tespit edilmesini talep eden bir davadır.

Tespit Davası Nedir?

Bu dava, tespit davası niteliğindedir. Amacı, mevcut bir hukuki ilişkinin varlığını veya yokluğunu, veya içeriğini belirlemektir. Bu dava, kira alacağının tahsili veya tahliye gibi ifa davalarından farklıdır; ancak bu tür davalar için bir ön koşul veya temel teşkil edebilir. Örneğin, bir kişi kiracı olduğunu iddia ederken, mal sahibi bunu reddediyorsa, öncelikle kiracılık sıfatının tespiti davası açılabilir.

VII. KİRA SÖZLEŞMESİNİN UZAMASI

Özellikle konut ve çatılı işyeri kiralarında, belirsiz süreli kira sözleşmeleri için belirli süreli sözleşmelerin otomatik olarak uzaması esastır. TBK madde 347'ye göre, kiracı sürenin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzamış sayılır. Kiraya veren ise, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi kendiliğinden sona erdiremez. Yalnızca 10 yıllık uzama süresi sonunda haklı nedenlerle tahliye davası açabilir.

Kiracılık sıfatının tespiti davalarında, kira sözleşmesinin sona erip ermediği veya uzayıp uzamadığı çok önemli bir uyuşmazlık konusudur. Kiraya veren genellikle sözleşmenin sona erdiğini, kiracı ise sözleşmenin uzadığını iddia eder.

Daha Fazla Bilgi İçin:

VIII. KİRACILIK SIFATININ DEVAM ETTİĞİNE İLİŞKİN YARGITAY UYGULAMASINDAN ÖRNEKLER

Yargıtay, kira ilişkisinin devam ettiğini gösteren çeşitli durumlarda kiracılık sıfatının tespitine hükmetmektedir. Öne çıkan bazı örnekler:

  • Sözlü Kira Sözleşmeleri: Yazılı sözleşme olmasa bile, kira bedelinin düzenli ödenmesi (banka dekontları ile), faturaların kiracı adına olması, tanık beyanları gibi delillerle kira ilişkisi ispat edilebilir.
  • Kiralananın El Değiştirmesi: Yeni malikin, önceki dönemde kurulan kira ilişkisini kabul etmemesi durumunda, Yargıtay, TBK 310 gereği sözleşmenin yeni malikle devam ettiğini ve kiracılık sıfatının devam ettiğini kabul etmektedir.
  • Zımni Kabul: Kiraya verenin, kiracıdan kira bedellerini uzun süre kabul etmesi veya kira ilişkisine dair diğer eylemlerde bulunması, kira sözleşmesinin varlığını zımnen kabul ettiğini gösterebilir.
  • Alt Kiracılık/Kullanım Hakkının Devri: Kiracının, kiralananı izinsiz olarak üçüncü bir kişiye kullandırması halinde dahi, asıl kiracının kiracılık sıfatı kendiliğinden sona ermez; kiraya verenin tahliye davası açması gerekir.

IX. DAVACI

Kiracılık sıfatının tespiti davasında davacı, genellikle kendisinin kiracı olduğunu iddia eden ancak bu sıfatı tartışmalı hale gelen veya mal sahibi tarafından reddedilen kişidir. Örneğin, mal sahibinin kendisini kiracı olarak kabul etmemesi, tahliye talebinde bulunması veya kira bedelini almayı reddetmesi gibi durumlarda, kiracı bu davayı açarak hukuki statüsünü netleştirmeyi amaçlar.

X. DAVALI

Bu davada davalı, kira ilişkisinin varlığını veya devamını reddeden, kiracılık sıfatının tanınmamasına neden olan kişidir. Genellikle, kiralanan taşınmazın maliki veya kiraya veren konumundaki kişidir.

XI. İSPAT YÜKÜ

HMK madde 190'a göre, ispat yükü, iddia ettiği vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kiracılık sıfatının tespiti davasında, kiracı olduğunu iddia eden davacı, kira sözleşmesinin varlığını ve kendi kiracılık sıfatını ispatlamakla yükümlüdür. Bu ispat, yazılı kira sözleşmesi, kira ödeme dekontları/makbuzları, elektrik, su, doğal gaz gibi abonelik faturaları, tanık beyanları, yazışmalar ve diğer tüm delillerle yapılabilir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 190 uyarınca, ispat yükü kural olarak davacıdadır. Ancak, davalının iddialarını destekleyen delillerin çoğunlukla kendi uhdesinde bulunması nedeniyle, mahkemeler davacı lehine ispat kolaylığı sağlayabilmektedir.

XII. ZAMANAŞIMI VEYA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

Kiracılık sıfatının tespiti davaları, bir hukuki durumun varlığının tespitine yönelik davalar olduğundan, bu davanın açılması için özel bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Yani, bir kişi kira ilişkisinin varlığını öğrenir öğrenmez veya tartışmalı hale gelir gelmez bu davayı açabilir. Ancak, kira ilişkisinden doğan kira bedeli alacağı, tahliye gibi diğer taleplerin kendi özel zamanaşımı veya hak düşürücü süreleri bulunur.

XIII. GÖREVLİ ve YETKİLİ MAHKEME

  • Görevli Mahkeme: Kira ilişkisinden doğan uyuşmazlıklara bakmakla Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir (TBK madde 357). Kiracılık sıfatının tespiti davası da bu mahkemelerde görülür.
  • Yetkili Mahkeme:
    • Davalı (genellikle malik veya kiraya veren) yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
    • Alternatif olarak, kiralanan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi de kesin yetkili olarak kabul edilmiştir (HMK madde 10/2).

Daha Fazla Bilgi İçin:

XIV. HARÇ ve VEKALET ÜCRETİ

  • Harç: Kiracılık sıfatının tespiti davaları, konusunun bir para alacağı olmaması nedeniyle maktu harca tabidir. Yani, dava açılırken yıllık olarak belirlenen sabit bir miktar harç ödenir.
  • Vekalet Ücreti: Davanın bir avukat aracılığıyla takip edilmesi halinde, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde tespit davaları için belirlenen maktu bir vekalet ücreti, dava sonucunda haklı çıkan taraf lehine karşı taraftan tahsil edilir.

XV. YARGILAMA USULÜ

Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülen kira davaları, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenen basit yargılama usulüne tabidir. Bu usul, yazılı yargılama usulüne göre daha hızlı ve pratik olmayı hedefler. Daha az sayıda dilekçe (dava dilekçesi, cevap dilekçesi) sunulur ve duruşmalar daha yoğun geçebilir. Mahkeme, delillerin toplanmasını ve değerlendirilmesini hızlıca yaparak kısa sürede karar vermeyi amaçlar.

Kiracılık sıfatının tespiti davası için profesyonel hukuki danışmanlık almak ister misiniz?

Bizimle İletişime Geçin

Sonuç

Kiracılık sıfatının tespiti davası, kira ilişkilerinde taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkların çözümünde önemli bir hukuki araçtır. Bu dava, kiracılık sıfatının hukuki olarak belirlenmesi ve güvence altına alınması açısından kritik öneme sahiptir. Özellikle taşınmazın el değiştirdiği, tahliye taleplerinin gündeme geldiği veya kira sözleşmesinin sona erip ermediği konusunda çıkan anlaşmazlıklarda, kiracılık sıfatının tespiti davası, kira ilişkisini netleştirerek tarafların haklarını korumaya hizmet eder.

Kira hukukunun karmaşık yapısı ve kiracılık sıfatının ispatında kullanılabilecek delillerin çeşitliliği nedeniyle, bu tür davalarda kira hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukattan profesyonel destek almanız, haklarınızı etkin bir şekilde korumanız açısından büyük önem taşımaktadır.

Önemli Not

Bu makale, kiracılık sıfatının tespiti davası hakkında genel bir bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve hukuki danışmanlık niteliği taşımamaktadır. Her kira ilişkisi kendine özgü koşullar içerir ve bu nedenle kişiselleştirilmiş hukuki danışmanlık gerektirir. Makalede yer alan bilgiler, yasal değişiklikler, yeni içtihatlar veya sizin özel durumunuza uygun olmayan yönlendirmeler nedeniyle eksik veya güncelliğini yitirmiş olabilir.

Kiracılık sıfatının tespiti davası açmayı düşünüyorsanız veya böyle bir davanın tarafıysanız, harekete geçmeden önce, mutlaka kira hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukata danışmanızı tavsiye ederiz.

Kaynaklar

  • 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu
  • 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
  • Yargıtay Kararları
  • Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi
  • Harçlar Kanunu

Hukuki Danışmanlık İçin İletişime Geçin

ASEL NEVA Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu olarak, alanında uzman avukatlarımız ile size özel çözümler sunmaktayız.

Danışmanlık İçin Bize Ulaşın