KETM-İ VERESE (MİRASÇILIĞIN GİZLENMESİ) NEDENİNE DAYANAN TAPU İPTALİ ve TESCİL DAVASI
Bir kişinin vefat etmesiyle, geride kalan malvarlığı yasal veya atanmış mirasçılarına bir bütün olarak (tereke) geçer (TMK m. 599). Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile tereke üzerinde elbirliğiyle mülkiyet şeklinde hak sahibi olurlar (TMK m. 640). Taşınmazlar da mirasçılara intikal eder ve mirasçılık belgesine dayanarak mirasçılar adına tapu siciline tescil edilir. Ancak, bazı durumlarda mirasçılardan bir kısmı veya tamamı, mirasçılık belgesinde veya tapu intikal işlemlerinde kasten gizlenir, beyan edilmez veya unutulur. Bu duruma Ketm-i Verese (Mirasçılığın Gizlenmesi) denir.
Ketm-i verese sonucunda, mirasbırakana ait bir taşınmazın tapu siciline yalnızca bilinen veya beyan edilen mirasçılar adına tescil edilmesi halinde, tapu kaydı gerçeği yansıtmaz ve yolsuz tescil niteliği taşır. Mirasçılığı gizlenen veya intikal sırasında hakları tapuya yansıtılmayan mirasçılar, gerçek miras paylarına düşen kısımların tapu kaydının iptalini ve kendi adlarına tescilini sağlamak amacıyla Ketm-i Verese Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davası açabilirler. Bu dava, miras hukukundan kaynaklanan mülkiyet hakkının tapu sicilinde doğru şekilde yansıtılması için açılan önemli bir davadır.
Hızlı Bilgi
Ketm-i Verese (Mirasçılığın Gizlenmesi) Nedir?
Vefat eden kişinin (mirasbırakan) mirasçılarından bir veya birkaçının, mirasçılık belgesi alınırken veya tapu intikal işlemlerinde kasten veya ihmal sonucu bildirilmemesi, gizlenmesi durumudur.
Dava Kimler Tarafından Açılır?
Mirasçılığı gizlenen veya tapu intikalinde adı geçmeyen, mirasbırakanın gerçek mirasçıları tarafından açılır.
Zamanaşımı Süresi
Mirasçıların birbirlerine karşı açtığı miras payına ilişkin davalar kural olarak herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir.
Yetkili Mahkeme
Taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi yetkilidir (kesin yetki kuralı).
Ketm-i Verese Davası, mirasçılığı gizlenen kişinin, tapu sicilindeki yolsuz tescile karşı mülkiyet hakkını korumak amacıyla açtığı, kural olarak zamanaşımına tabi olmayan bir davadır.
I. KETM-İ VERESE KAVRAMI
Ketm-i verese, mirasbırakanın ölümünden sonra, yasal mirasçılardan bir veya bir kaçının (veya tamamının) mirasçılık belgesi çıkarılırken veya miras mallarının intikali sırasında kasten veya ihmal sonucu bildirilmemesi, gizlenmesi veya mirasçılık sıfatlarının yok sayılmasıdır. Bu durumun temel sonucu, miras mallarının, gerçek mirasçıların tamamı adına değil, sadece bir kısmının adına kaydedilmesi veya paylaştırılmasıdır. Taşınmazlar söz konusu olduğunda, tapu siciline yapılan intikal tescili eksik veya yanlış mirasçılara yapılmış olur.
II. DAVACI
Ketm-i Verese Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davasında davacı, mirasçılığı gizlenen veya tapu intikal tescilinde mirasçı sıfatı dikkate alınmayan, mirasbırakanın gerçek mirasçısıdır.
- Gizlenen/Dikkate Alınmayan Mirasçı: Mirasbırakanın yasal mirasçılarından olup, mirasçılık belgesi çıkarılırken veya tapu intikalinde adı geçmeyen kişi (veya kişiler) davacı olabilir. Davacı, öncelikle mirasçılık belgesi alarak mirasçı sıfatını ispat etmelidir.
- Mirasçının Mirasçıları: Mirasçılığı gizlenen kişi vefat etmişse, onun mirasçıları bu davayı kendi mirasbırakanları yerine açabilirler.
III. DAVALI
Dava, Ketm-i verese sonucunda miras taşınmazının tapu kaydında hisseleri gerçekte olduğundan fazla veya hiç hakkı olmadığı halde malik görünen kişi veya kişilere karşı açılır.
- Diğer Mirasçılar: Mirasçılığı gizleyen veya gizlenmesi sonucunda miras payları gerçekte hak ettiklerinden fazla tapuya tescil edilen diğer mirasçılar davalıdır.
- Sonraki Malikler: Eğer miras taşınmazı, eksik veya yanlış intikalden sonra mirasçılar adına tescil edildikten sonra üçüncü bir kişiye (veya kişilere) devredilmişse, dava tapu kaydında halen malik görünen bu üçüncü kişiye karşı açılır. Bu durumda TMK m. 1023 ve 1024 gereğince üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmaması davanın sonucunu etkiler. Eğer üçüncü kişi iyiniyetli ise kazanımı korunabilir; dava gizlenen mirasçının payı oranında diğer mirasçılara karşı tazminat davasına dönüşebilir. Eğer üçüncü kişi kötüniyetli ise (mirasçılığı gizlendiğini biliyor veya bilmesi gerekiyordu), ona karşı da tapu iptali ve tescil davası açılabilir.
IV. GÖREVLİ ve YETKİLİ MAHKEME
Ketm-i Verese Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davaları, miras hukukundan kaynaklanan ve taşınmazın aynına ilişkin bir dava olduğundan:
- Görevli Mahkeme: Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
- Yetkili Mahkeme: Taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir (HMK m. 12).
V. HARÇ ve VEKALET ÜCRETİ
Dava konusunun değeri (davacının talep ettiği miras payına düşen taşınmaz hissesinin değeri) para ile ölçülebildiğinden:
- Dava Harcı: Dava açılırken, davacının talep ettiği hissenin dava tarihindeki değeri üzerinden nispi (oransal) harç peşin olarak ödenir. Mahkemece yapılacak keşif sonucu değerin tespiti halinde harç tamamlaması istenebilir.
- Vekalet Ücreti: Dava sonucunda hükmedilecek vekalet ücreti, davanın değeri üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre nispi olarak belirlenir.
VI. ZAMANAŞIMI veya HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
Ketm-i verese nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davası, miras hukukundan kaynaklanan bir mülkiyet hakkı talebidir ve tapu sicilindeki yolsuz tescilin düzeltilmesini amaçlar (TMK m. 1025).
Türk hukukunda, mirasçıların birbirlerine karşı açtığı miras payına ilişkin davalar kural olarak herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Bir mirasçı, mirasbırakanın ölümünden sonra payına düşen miras mallarının (taşınmaz dahil) tapuya doğru tescil edilmesini diğer mirasçılardan veya tapudaki yanlış tescile dayanarak malik görünenlerden her zaman talep edebilir.
Bu nedenle, Ketm-i Verese nedeniyle mirasçının tapu iptali ve tescil davası, kural olarak bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabilir. Mirasçının mirasçılık sıfatı, mirasbırakanın ölümü ile kazanıldığından, bu sıfata bağlı mülkiyet hakkı da zamanaşımına uğramaz.
Ancak, miras taşınmazının tapuya eksik intikalden sonra iyiniyetli üçüncü kişilere devredilmesi halinde, üçüncü kişinin TMK m. 1023 uyarınca kazanımı korunabilir. Bu durumda gizlenen mirasçının tapu iptali talebi reddedilebilir, ancak diğer mirasçılara karşı kendi payına düşen değer oranında tazminat davası açma hakkı saklıdır. Bu tazminat davası ise, TBK genel hükümlerine göre zamanaşımına tabi olabilir.
VII. YARGILAMA USULÜ
Dava, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) genel hükümlerine göre Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yürütülür.
- Dilekçeler Aşaması: Dava dilekçesi sunulur, mirasçılık belgesi eklenir, iddialar (neden mirasçılığın gizlendiği, tapunun neden yanlış olduğu), talep (tapu iptali ve kendi payı oranında tescil) belirtilir.
- Tahkikat: Mahkeme delilleri toplar.
- Delillerin Toplanması:
- Mirasçılık Belgesi: Davacının mirasçı sıfatını ispatlayan güncel mirasçılık belgesi davanın temelidir.
- Tapu Kayıtları: Mirasbırakana ait taşınmazın tapu kaydı, mirasbırakanın ölüm sonrası yapılmış intikal işlemleri ve varsa sonraki devirleri gösteren tüm kayıtlar getirtilir.
- Nüfus Kayıtları: Mirasbırakanın ve tüm mirasçıların (davacı ve davalıların) nüfus kayıtları getirtilerek mirasçı zümresi ve payları net olarak tespit edilir.
- Tanık Beyanları: Ketm-i verese fiilinin (kimin mirasçılığı gizlediği, neden gizlendiği) veya mirasçılık ilişkisinin ispatı için tanık dinlenebilir.
- Bilirkişi İncelemesi: Gerekirse taşınmazın değeri ve miras paylarının tapu kayıtlarına nasıl yansıtılması gerektiği konusunda bilirkişi raporu alınabilir.
- Karar: Mahkeme, davacının mirasçı sıfatını, miras payını ve tapu kaydının bu payı yansıtmadığını tespit ederse davanın kabulüne karar verir.
VIII. FAİZ
Ketm-i verese davası kural olarak bir mülkiyet davasıdır ve ayni hakkın (miras payına düşen mülkiyet hakkının) tapu sicilinde tescilini amaçlar. Bu tür davalarda temel talep tapu iptali ve tescil olduğundan, davanın asıl konusunda faiz işletilmesi söz konusu değildir. Faiz, ancak davacının tazminat talep ettiği durumlarda veya dava kabul edilse dahi taşınmazdan elde edilen gelirlerin (ecrimisil) talep edilmesi halinde gündeme gelebilir. Ecrimisil talebi bu davanın içinde veya ayrı bir dava ile ileri sürülebilir.
IX. KARARA KARŞI KANUN YOLU ve KARARIN İCRASI
- Kanun Yolları: Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararına karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf (Bölge Adliye Mahkemesi) yoluna başvurulabilir. İstinaf incelemesi sonucu verilen karara karşı da, yasal şartların (dava değeri vb.) mevcut olması halinde temyiz (Yargıtay) yolu açıktır. Miras hukukuna ilişkin davalarda Yargıtay içtihatları önemlidir.
- Kararın İcrası: Mahkeme kararının kesinleşmesinin ardından, eğer dava kabul edilerek tapu kaydının iptali ve tesciline karar verilmişse, mahkeme yazısı ilgili tapu müdürlüğüne gönderilir. Tapu müdürlüğü, kesinleşmiş mahkeme kararı doğrultusunda mevcut tapu kaydını iptal eder ve taşınmazı davacının miras payı oranında kendi adına tescil eder. Diğer mirasçıların tapudaki payları da buna göre düzeltilir.
X. DİLEKÇE ÖRNEĞİ
Ketm-i verese nedeniyle tapu iptali ve tescil davası dilekçesi, mirasçılık sıfatının, miras payının, mirasbırakana ait taşınmazın tapu bilgilerinin, intikalin nasıl eksik veya yanlış yapıldığının ve kimin mirasçılığının gizlendiğinin açıkça belirtilmesi gereken özel bir dilekçedir. Davacının mirasçılık belgesi ve tapu kayıtları gibi temel delillerin dilekçeye eklenmesi önemlidir.
Mirasçılık ilişkilerinin karmaşıklığı, nüfus kayıtlarının doğru analizi, tapudaki intikal işleminin detayları ve davanın olası yan talepleri (ecrimisil gibi) her somut olayda farklılık gösterir. Ayrıca, taşınmazın sonraki el değiştirmelerinde üçüncü kişilerin durumunun değerlendirilmesi hukuki bilgi gerektirir.
Bu nedenlerle, standart bir dilekçe örneği vermek yerine, her vakanın kendi özelinde Miras Hukuku ve Gayrimenkul Hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukat tarafından değerlendirilerek dava dilekçesinin hazırlanmasının en doğru ve güvenli yol olduğunu vurgulamak gerekir. Uzman bir avukat, nüfus kayıtlarını inceleyecek, miras paylarını doğru hesaplayacak, tapudaki yanlışlığı tespit edecek ve hak kaybını önleyecek şekilde dilekçeyi hazırlayacaktır.
SONUÇ
Ketm-i Verese (Mirasçılığın Gizlenmesi) nedeniyle tapu iptali ve tescil davası, miras bırakanın ölümünden sonra tapuya eksik veya yanlış yapılan miras intikali işleminin düzeltilmesini amaçlar. Mirasçılığı gizlenen gerçek mirasçılar tarafından, tapuda miras payları doğru yansıtılmayan diğer mirasçılar veya kötüniyetli üçüncü kişiler aleyhine açılır.
Bu dava, miras hukukundan kaynaklanan bir mülkiyet hakkına dayandığı için kural olarak zamanaşımına veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Davacının mirasçı sıfatını ispatlaması ve tapudaki yanlışlığı ortaya koyması esastır.
Ketm-i verese davaları, nüfus kayıtlarının incelenmesi, miras paylarının doğru tespiti ve tapudaki intikal işlemlerinin analizi gibi özel dikkat gerektiren konular içerir. Bu nedenle, hak kaybını önlemek ve davanın etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak için mutlaka Miras Hukuku ve Gayrimenkul Hukuku konusunda deneyimli bir avukattan profesyonel hukuki destek alınması tavsiye edilir.
Yasal Uyarı: Bu blog yazısı, genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır. Güncel mevzuat değişiklikleri, yargı kararları ve somut olayın kendine özgü koşulları hukuki durumu etkileyebilir. Spesifik durumunuzla ilgili doğru hukuki danışmanlık almak için mutlaka bir avukata başvurunuz.